VE BIR TANE DAHA
| San Petersburg'dan aldığım küçük matruşka.Tek ve içinde çan çalıyor |
| San Petersburg'dan aldığım küçük matruşka.Tek ve içinde çan çalıyor |
2008 yılında tesadüfen bu kitabın yazarının blogunu gördüm.Blog ile aynı adı taşıyan bir seyehat kitabı yazdığını fark ettim. Kitabında anlattığı Güneydoğu Asya seyehatine eşi ile neden çıktığını öğrenince kitabı hemen almak istedim.Milano'da çalıştığım firmanın Türkiye'deki acentasına ısmarladım. Sağolsunlar aldılar ve hemen gönderdiler ama ben ancak Eylül 2011 yılında okuyabildim. Beğendiğim bir kitabı hemen alıyorum ama sonra uygun zaman olduğunda okuyorum. Bu sene Ekim'de yoga öğretmenlik formasyon okuluna başlayacağım ve çok fazla yoga üzerine okuyacağım için hemen Alaçatı dönüşü Eylül ayında bu kitabı okuyayım dedim.Aslında Temmuz ayında başlamıştım bile.Araya yaz tatili girdi. Şöyle keyifli bir seyehat kitabı yoğun tempolu geçecek 2011 ekim -2012 haziran sezonundan önce iyi olur dedim. Tabii yoga öğretmenlik okulu öncesi Asya üzerine bir seyehat kitabı da çok uydu.
Böyle değişik bir Cumartesi akşamı geçireceğim hiç aklıma gelmezdi.Yoga kursundan bir arkadaşım çok ısrar etti diye bu aktiviteye katılmaya karar vermiştim.Yine yogadan başka bir arkadaşımızı alarak üç kişi gittik.Nereye mi ? Milano Körler Kurumu'nda özel bir yürüyüşe ve arkasından aperatif almaya.Bu etkinlik en fazla sekiz kişilik gruplar halinde düzenleniyor ve önceden yer ayırtmanız şart.Milano merkezde bulunan kurumun binası çok şık ve güzel.Biraz fotoğraf çektim çünkü sonrasında karanlığa gömüleceğimizi biliyordum.![]() |
| soğuk etler ve peynir |
![]() |
| ev yapımı ekmek ılık ılık |
![]() |
| miföy hamuru ile peynirli sebzeli yemek |
| nedense bahar ayında ren geyiği çizmiş |
![]() |
| fırından çıkmış hali |
![]() |
| Pişmeden önceki hali hamurun |
| evden dışarı bakınca gördüğüm |
Bayağı oldu kitabı bitireli.Ah şu Noel! Bu yazı gibi çok yapmam gereken şeyi aksattı valla.Suskunlar hakkındaki yazıma yorum yazan bir okuyucu 'Amat'ı okurken denizci olacaksınız' demişti.Haklıymış!Tabii bir solukta okudum yine.Yalnız çok denizci terimi ve Osmanlica,Farsça kelimeler kullanmış.O yüzden devamlı internetten bazı sözcüklerin anlamına bakmam gerekti.İnanırmısınız bu beni hiç rahatsız etmedi.İhsan Oktay okurunu masalımsı ve hayret verici öyküsüne,en ince detaylarıyla olayları,insanları ve çevreyi anlatarak öyle bir bağlıyor ki; ara vermeden okumak istiyor insan.1600 yıllarındaki bir Osmanlı kadırgasında bende yaşamış oldum.Gizemli kahramanlar ve onların tuhaf davranışları ve geçmişleri de eklenince onca anlamadığınız terime rağmen merak içinde okudum ve o dünyanın içinde kayboldum.| boş oyulmuş parmesan kalıbı |
| risotto ile |