Aklimda ne zamandir noel hakkinda yazmak var ama bu sene bir garip 7 -8 gun kaldi noel gunune ve nasil gectigini anlamadim. Milano dun yazdigim gibi 7 aralik itibari ile isiklandirilir ama bu sene Milano'ya o tarihten sonra gece inmedim bile.. Gecen hafta Istanbul'da olmamim etkisi buyuk tabii. Artik son haftaya girdik.. 24 Aralik Noel arifesi 25 Aralik ise noel... Belki bu haftasonu Milano'ya kacarim aksam , biraz isiklandirilmis sehrin resmini cekerim .. Kimbilir.. Turkiye'de cikmistir belki, burada noel ustu iyi cocuk filmleri cikar. 19 Aralik Madagaskar 2 cikiyor. Cocuklar cok gormek istiyor.. Acikcasi ben ve esimde istiyoruz cunku cok komik ve guzeldi birincisi.. Filme Milano merkezde gidip, biraz isiklara da bakalim bari...
Noeli ilk defa 1985 yilinda, 15 yasimda iken, Amerika'da yasadim .. O zaman buyulenmistim. Yaninda kaldigim Amerika'li ailenin kucuk kizi hala Noel Baba'ya inandigi icin, hepimiz hediyelerimizi 25 Aralik sabahi kocaman gorkemli noel agacinin altinda bulmustuk.. Gercegi bilmeme ragmen bende cocuk gibi sevinmistim.. Kaderim Italyan ese sahip olup, Milano'ya yerlesmekmis .. Tabii 1992 yilinda beri her sene noeli yasiyor ve kutluyorum ... Italyan aile kutluyor, sonrasinda cocuklarim oldu, onlar zaten Noel babaya inaniyor... Bende hiristiyan olmamama ragmen her yil dort gozle bekliyorum bu ozel gunu. Zaten kimse burada dinle fazla bagdastirmiyor bu kutlamayi. Kayinvalidem gibi dinine bagli olanlar, noel gunu ayine gidiyor ama cogu insanin derdi evlerini guzelce suslemek, guzel kokulu mumlar yakmak, tatlilar yemek veya pisirmek,birbirine ve cocuklarina alacaklari hediyeleri dusunmek ve tabii yapacaklari tatili ya da o gunlerde pisirecekleri yemekleri planlamak oluyor.Cocuklar bir ay onceden Noel Baba'ya istek mektubu yazip,gun saymaya basliyorlar. Etrafta hep bir hareket oluyor.. Dukkanlar suslu,sehir suslu,restoranlar,supermarketler,benzinciler suslu. Isyerlerinde musterilere hediye dagitimi oluyor veya baskalarindan hediyeler geliyor.Mumlar,biskuviler,findik fistik, saraplar,pastalar vs vs.. Bu sene kriz dolayisi ile bu tip hediyeler azaldi tabii..Radyolar devamli noel carkilari caliyor.. En cok calinan genelde White Xmas ve Last Xmas burada...
Noel oncesi olan bu enerjik hava disinda en sevdigim sey ise noel dekorasyonlari. Noel agacina asilan susler veya evde her yere konabilen noel baba,melek,ren geyigi objeleri .. Artik 16 senedir bayagi genis bir koleksiyonum oldu .. Bunlarin en guzelleri Almanya veya Danimarka,Isvec gibi ulkelerden gelenler oluyor. Noeli Copenhagen sehrinde gecirmek hayalim hep vardir ve gerceklerstirmek isterim birgun insallah. Ama esimin anne babasi sag oldugu surece Noeli onlar ile gecirmek farz. Nitekim tum Italyanlar tatilde olmalarina ragmen Noeli herkes ailesi ile gecirir, daga veya yurt disina gidecekler genelde 26 aralik'tan sonra yola cikarlar. Noel arifesi ve gununu aile ile gecirmek kacinilmazdir. Bizde eskiden bayramlar boyleydi.Simdilerde herkes bir yerlere gidiyor. Illaki anne baba ile bayram gecirelim diye ozellikle dikkat edilmiyor. Tabii ben genel konusuyorum ..Istisnalar kaideyi bozmaz..
Bu sene evimi 6 aralik gunu biraz apar topar susledim. Noel agacim ve suslerimin keyfine varamadan, 9 aralik gunu ucaga binip 1 hafta icin Istanbul'a gittim.Istanbul seyehatini tabii hicbirseye degismem o baska. Ama evimde tum lambalari sondurup sadece noel agacinin ve kokulu mumlarimin isigi altinda oturamadim. Bakalim bu aksam biraz soyle tarcin kokulu mumu ve ozel yagimi yakayim. Tarcin,cam agaci ve portakal kokulari karisimi bir yag.
Suslerde degisik seyleri seviyorum. 5 sene evvel Milano el sanatlari fuarinda aldigim noel babami ve yine demirden noel baba kafasi seklindeki mum sondurecegimi cok seviyorum .
Tum noel babalar arasinda favorim bu zayif olani ...Cok ucuk bir noel baba bence :))
Atkili rengeyigim ve melegimi de severim..
Tabii ceviz ve fistik kabuklari ile yapilmis masa susumu de severim..Yapmasi zor degil aslinda. Bir sunger halkaya arkasina kurdan soktugun ceviz ve fistik,findik kabuklarini oyle karisik yerlestiriyorsun sungerin icine batirarak. Bazilarini boyuyorsun ya altin ya da gumus rengi.. Ama zaman lazim. Bunu bana cok yakin bir arkadasimin annesi yapti seneler once.. Kendimde bir tane yapayim diyorum ama her sene useniyorum.
Bir kucuk kapi susum vardi bir de bir hediyenin ustunde gelen sus. Onlari artik vitrin ustlerine takiyorum
Tabii cocuklarin her sene eve getirdigi, okulda kendi elleri ile yaptiklari suslerde oluyor. Onlari da bir yerlere muhakkak asiyorum. Bu pencerenin kenarinda sagda olani , oglum 7 yasinda iken yapmisti. Pek bir gurur duymustum. Kocaman makarnalari yapistirarak yapilmis bir top cicek. Sonra onlari altin renk ile boyamis.. Penceremde birde guzel koku veren aksesuar ve kokulu yag yaktigin caydanlik susu var.. Sise icinde olan tarcin ve elma kokulu kirmizi suyun icindeki tahta cubuklari her hafta ters ceviriyorsunuz. Islak tarafi disari bakiyor ve hava ile kuruyana kadar cok guzel koku veriyor etrafa.. Alakasiz bir noel baba kafasi da var pencere onunde.. Noel ile ilgili birseyi atamiyorum ben maalesef.. Onu da kizima vermisler gecen sene. Noel baba kafasini yere vurunca HoHoho diye guluyor .Meshur sarki " Santa Claus is coming to town" sarkisini soyluyor... O da ani kaldi . Gecen sene herhalde kizim yuz defa dinletmisti bize kafayi yere vurup vurup:))
Gecen sene kapimin eve bakan ic tarafina eski antika bir can almistim.. Cani gorunce asik oldum. Melek seklinde.. Kapi acilip kapandikca cinliyor. Aslinda cani hafif esintili bir yere asmak lazim ki hep cinlasin ama disari asmaya kiyamadim ve de komsulari rahatsiz etmek istemedim. Kapinin yanindan gecerken soyle bir dokunuyorum arada o guzel cin cini duymak icin. Yine gecen sene , kucucuk 20 m2 olsa da , cok cesitli ve gorulmemis noel susu satan dukkanimdan kucuk canlarla suslu ren geyiklerimi almistim. Onlari da asinca kapi pek bir senlikli oluyor.
Gelelim dis kapiya. Genelde kapi girisine celenk sus asilir. Ben deli gibi bu isi sevdigimden giris kapimizin salona bakan kismina yukaridakileri astim . Ama gelenek disari asilmasidir. Aslinda her sene cam agaci dallari,kozalak,kestane filan toplayip , kurutulmus portakal kabuklari ile filan birlestirip cok hos celenkler hazirlanabilir ama vakitsizlik iste. Full time calisinca zor. Bir sene bir arkadasim bana sadece defne yapragi ile celenk yapmisti. Aralara yapma elmalar yerlestirmis ve ustune de tarcin kokulu ve parlak birseyi puskurtmustu. Her kapidan iceri girisimde tarcin kokusunu buz gibi hava ile iceri cekiyordum .. Superdi. O tarcin kokulu seyi bulacagim.. Hala ariyorum..Italya'da zor bulunur boyle seyler. Kuzey Avrupa ulkelerinde aramak lazim. Neyse konuyu yine dagittim cenem dustu her zamanki gibi. Bu sene kucuk favori dukkanimdan kapima dukkan sahibinin yapip tasarladigi susu aldim. Cok hos. Klasik celenk degil cok daha farkli.. Pek bir mutluyum..Bakmaya doyamiyorum....
17 Aralık 2008 Çarşamba
16 Aralık 2008 Salı
07.12 mercatino obei obei, bir noel acik pazari...
Italya'da her kasaba ve sehrin bir koruyucu azizi vardir. Azize Italyanca Santo Ingilizce Saint denir. Koruyucu ise Italyanca Patrono'dur. Milano sehrinin patrono'su Saint Ambrogio'dur..Milano'da o gun bayramdir kimse ise gitmez, sadece dukkanlar acik olur ve tum sehir Noel icin suslenmis olur. O gun Milano icin cok onemli oldugu icin meshur opera binasi La Scala sezonun acilisini ve galayi o gece yapar. Ve yine onemli bir etkinlik ise Milano'nun geleneksel Obei obei acik pazari'dir. Bu pazarin 1866 yilindan beri yapildigi soylenmektedir. Isminin bu garipligi ise soyle aciklanir. Italyanca "oh belli belli" guzeller veya guzel seyler demektir. Bunu Milano sivesi ile soyleyen pazar saticilari " obei obei " olarak telaffuz ettikleri icin pazarda ismini bu deyimden almistir. Annemin burada olmasindan oturu alti senedir gitmedigim pazara bir kere daha gittim. Gecmis yillarda aksamustu yurunemeyecek kadar kalabalik oldugunu hatirladigim icin saat tam dokuzda pazarin kuruldugu alanda idik.. Once kisa bir italyan usulu kahvalti yaptik. Capuccino ictik ve "brioches " yedik yani ici marmelat ve krema dolu ya da bos olan tatli croissant...Bu pazar son iki senedir Milano'nun eski ortacag satosunun etrafinda yapiliyor. Ileride tekrar yillardir yapildigi Saint Ambrogio mahallesine doner mi bilemem..O mahalle dar sokaklari ve guzel roma kilisesi olan Basilica Sant'ambrogio ile cok hos ve ozeldir. Neden orada duzenlenmiyor bende arastirmadim. Sabah erken davrandigimiz icin rahat rahat yuruduk ve cok guzel gezdik. Saat 12'ye yaklastiginda her yer o kadar kalabalik oldu ki kendimizi disari zor attik. Insan kalabaligi icinde, hicbirsey gormeden, itis itis yuruyerek hicbir seyin zevki kalmiyor. O yuzden Milano'da yasayan veya bu pazara birgun yolu dusenlere kesinlikle bizim gibi sabah erkenden gitmelerini oneririm.. Antika kucuk esyalar, noel susleri, afrikalilarin tahta heykel ve sepetleri, Italya'nin cesitli bolgelerinde yapilan salam,soguk et ve peynir cesitleri, zeytin,kurutulmus domates ve binbir cesit seker ve o cins istah acici tatlilarin oldugu tezgahlari zevk ile dolastik. Tabii kuru cicek ,canli cicek , el yapimi bir suru lamba,cerceve gibi seylerde bulunuyor.Keceden yapilmis sapkalardan tutun, yun atki ve deri eldivene kadar degisik giyim esyasi da var.Tabii oglene dogru acikinca da Napoli'lerin tezgahlarinda taze hamuru o an acip kizarttiklari, bizim katmere benzeyen, ustune seker serpip sattiklari meshur "frittelle" den de yemeyi ihmal etmedik. Ben yine kendimi tutamayip Senegal tarzi tipik sepetten aldim ve koleksiyonuma 5.adedi ekledim :)) Annem tahta el yapimi bir cerceve aldi. Ev yapimi bogurtlen receli ve bol bol zeytin aldik.. Tabii dolasirken ikram edilen salam ve peynirleri de tatmayi ihmal etmedik. Ana kiz keyifli bir sabah gecirdik.Birkac resimle gorduklerimizi cektim ama en istah acici olanlari tabiki...
4 Aralık 2008 Perşembe
Balık sevenler için...
Kar durdu,yagmur durdu.. Bugun ilk defa gunes acti Milano'da.. Hava buz gibi ... Gunlerdir kosturup duruyorum. Arabanin vizesini yaptir,cocuklari yeni sezon havuza yazdir,yil sonu okul gosterisi yok resital icin ayarlamalar yap. Simdi birde is seyehatim cikti.. Noel oncesi zaten her zaman kriz zamaninda bile isler daha yogun oluyor.. Oturup kac gundur bir yazamadim.. Aksamlari annemle muhabbet etmeyi tercih ediyorum..Simdi isteyim ama bir 2 dakika ayirip yaziyorum....
28 kasim aksami o kara ragmen, Milano'daki sevgili balik restoranim Raw Fish Cafe'de musteriler ile bulustuk. Milano merkezde olmak isteyen musteriyi oraya goturuyoruz. Balik hali veya pazarinin yaninda burasi. Milano'daki en iyi balik lokantalarindan biri bence.En taze deniz baligi veya herhangi deniz urunu orada bulunur.. Istakozdan istiridyeye,midyeden deniz kestanesine, deniz salyonguzundan , ahtoputun bin cesidine kadar herseyi bulursunuz. Balik ise hangi mevsim ,hangi taze balik yakalanmissa o gelir. Zaten Milano balik pazarina her sali ve cuma guney italya'da yakalanan taze baliklar geliyor. Guney Italya'da bulamazsiniz bu baliklari direk yukari sevk ediliyor daha cok talep var diye. Tabii Fransa'dan istiridye ,Ispanya'dan mevsime gore midye ya da benimbilmedigim baska Avrupa ulkeleriden de gelen urunler var.. Mutfagin onundeki acik balik tezgahinin resmini cektim. Zaten hemen restorana girer girmez gider bakarim oraya. Cogu zaman onun onundeki yuvarlak masayi ayiririz ama bu sefer istemedim .. Cok kar vardi disarida , restoranda sicak ortam istedim. Tezgah dibindeki masa soguk oluyor ne de olsa:)))
Hos sohbet esliginde gecen bir is yemegi oldu. Biz musterileri beklerken karnimiz ac oldugu icin midemize agir gelmeyecek hafif bir sarap sectik sonra baslangiclarda veya Italyanca antipasti'leri yerkende ayni beyaz sarapi ictik. Ribolla gialla Friuli bolgesinden. Sek ama hafif ve meyve cicek kokusu alabildigin guzel bir sarap..
Baslangic olarak vazgecilmezimiz olan istiridyeleri ismarladik . Zaten buz ustunde tepside geliyor kraliceler gibi ; yemeden seyredesin geliyor. Ben hayatimda istiridyeyi ilk defa Italya'da yedim. Fransa'nin Bretagna bolgesinden gelmisti. Zaten en iyileri orada.. Yillar once ilk defa tattigimda sarhos olmustum zevkten. Sanki denizin icinde yuzuyormusum gibi geldi cunku taze yumusak istiridyeyi agzimda cevirirken kumsalin ya da kumsaldaki kayaliklarin,magaralarin o deniz,tuz ve rutubet kokusu genzimi sarmisti..Hala her yedigimde bu manyakca zevki alir ve beynimle cok uzak deniz kasabalarina giderim.. Bu benim yorumum cunku cok seviyorum ama istiridyeden nefret eden ve agzina koymayanlar doludur.. Arkasindan bu restoranda yemeden olmaz diyebilecegim somon,ton ve kilic baligi carpaccio'sundan ismarladik. Limon ve rokaya benzeyen italyanlarin "rucola" salatisi ile geliyor. O kadar tazeler ki cig balik gibi degil - Agzinda dagiliyor insanin.. Hele hafif yag limon ve yaninda biraz rucola ile muhtesem bir tat meydana cikiyor..
Ustune deniz urunlu makarna tatmadan olmaz deyip az porsiyon olsun dedik ve kum midyeli ve hayvarli domatessiz beyaz spaghetti yedik.. Kum midyeli spaghetti yani spaghetti alle vongole veraci'ye bayilirim . Bu yedigimiz onun hayvarlisi idi ve cok guzeldi... Ana yemek icin ise bir klasik ismarlandi. Firinda buyuk bir levrek yaninda kucuk ceri domates, capperi veye turkcesi kapari, siyah zeytin ve patatesle..
Sarap degistirdik iki ribolla gialla sonrasi yine Friuli bolgesinden bu sefer Sauvignon ismarladik. Italya Friuli bolgesinin sauvignon saraplari cok iyi oluyor.. Tavsiye ederim yani yolunuz Italya'ya duser ya da bir Italyan restoranina Turkiye'de giderseniz ,Friuli bolgesinde yapilan Sauvignon'dan ismarlayin..
Ay karnim acikti bu yaziyi bitirince.. Isime doneyim ben.. Zaten gelen telefonlardan yaziyi iki dakika yerine 1 saatte yazdim...
28 kasim aksami o kara ragmen, Milano'daki sevgili balik restoranim Raw Fish Cafe'de musteriler ile bulustuk. Milano merkezde olmak isteyen musteriyi oraya goturuyoruz. Balik hali veya pazarinin yaninda burasi. Milano'daki en iyi balik lokantalarindan biri bence.En taze deniz baligi veya herhangi deniz urunu orada bulunur.. Istakozdan istiridyeye,midyeden deniz kestanesine, deniz salyonguzundan , ahtoputun bin cesidine kadar herseyi bulursunuz. Balik ise hangi mevsim ,hangi taze balik yakalanmissa o gelir. Zaten Milano balik pazarina her sali ve cuma guney italya'da yakalanan taze baliklar geliyor. Guney Italya'da bulamazsiniz bu baliklari direk yukari sevk ediliyor daha cok talep var diye. Tabii Fransa'dan istiridye ,Ispanya'dan mevsime gore midye ya da benimbilmedigim baska Avrupa ulkeleriden de gelen urunler var.. Mutfagin onundeki acik balik tezgahinin resmini cektim. Zaten hemen restorana girer girmez gider bakarim oraya. Cogu zaman onun onundeki yuvarlak masayi ayiririz ama bu sefer istemedim .. Cok kar vardi disarida , restoranda sicak ortam istedim. Tezgah dibindeki masa soguk oluyor ne de olsa:)))
Hos sohbet esliginde gecen bir is yemegi oldu. Biz musterileri beklerken karnimiz ac oldugu icin midemize agir gelmeyecek hafif bir sarap sectik sonra baslangiclarda veya Italyanca antipasti'leri yerkende ayni beyaz sarapi ictik. Ribolla gialla Friuli bolgesinden. Sek ama hafif ve meyve cicek kokusu alabildigin guzel bir sarap..
Baslangic olarak vazgecilmezimiz olan istiridyeleri ismarladik . Zaten buz ustunde tepside geliyor kraliceler gibi ; yemeden seyredesin geliyor. Ben hayatimda istiridyeyi ilk defa Italya'da yedim. Fransa'nin Bretagna bolgesinden gelmisti. Zaten en iyileri orada.. Yillar once ilk defa tattigimda sarhos olmustum zevkten. Sanki denizin icinde yuzuyormusum gibi geldi cunku taze yumusak istiridyeyi agzimda cevirirken kumsalin ya da kumsaldaki kayaliklarin,magaralarin o deniz,tuz ve rutubet kokusu genzimi sarmisti..Hala her yedigimde bu manyakca zevki alir ve beynimle cok uzak deniz kasabalarina giderim.. Bu benim yorumum cunku cok seviyorum ama istiridyeden nefret eden ve agzina koymayanlar doludur.. Arkasindan bu restoranda yemeden olmaz diyebilecegim somon,ton ve kilic baligi carpaccio'sundan ismarladik. Limon ve rokaya benzeyen italyanlarin "rucola" salatisi ile geliyor. O kadar tazeler ki cig balik gibi degil - Agzinda dagiliyor insanin.. Hele hafif yag limon ve yaninda biraz rucola ile muhtesem bir tat meydana cikiyor..
Ustune deniz urunlu makarna tatmadan olmaz deyip az porsiyon olsun dedik ve kum midyeli ve hayvarli domatessiz beyaz spaghetti yedik.. Kum midyeli spaghetti yani spaghetti alle vongole veraci'ye bayilirim . Bu yedigimiz onun hayvarlisi idi ve cok guzeldi... Ana yemek icin ise bir klasik ismarlandi. Firinda buyuk bir levrek yaninda kucuk ceri domates, capperi veye turkcesi kapari, siyah zeytin ve patatesle..
Sarap degistirdik iki ribolla gialla sonrasi yine Friuli bolgesinden bu sefer Sauvignon ismarladik. Italya Friuli bolgesinin sauvignon saraplari cok iyi oluyor.. Tavsiye ederim yani yolunuz Italya'ya duser ya da bir Italyan restoranina Turkiye'de giderseniz ,Friuli bolgesinde yapilan Sauvignon'dan ismarlayin..
Ay karnim acikti bu yaziyi bitirince.. Isime doneyim ben.. Zaten gelen telefonlardan yaziyi iki dakika yerine 1 saatte yazdim...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)