Kızım dadısı ile Cuma günü Vieste'ye gitti,Salı dönecek. O deniz havasi alacak ben biraz nefes alacagim.Cumartesi tabii onun olmayisini firsat bilip hemen kendimi Milano merkeze atmaya karar verdim.Ogluma ve esime beni Cumartesi aksama kadar unutun dedim. Sabah dokuza dogru Milano merkeze varmistim. Hemen Duomo meydanindaki bara gidip bir guzel double espresso ve yeni firindan cikmis ilik marmelatli brioche ile kahvalti yaptim. Dukkanlarin hepsi saat onda acildigi icin vitrinlere baka baka yurudum. Kitapcilar acilmisti biraz orada oyalandim. Kendimi saat ona dogru Corso Matteotti'de buldum. Zaten 29 Ekim'de bu sokakta meshur NY markasi Abercrombie&Fitch'in magazasinin acildigini gazetede okumus ve youtube'da acilisinda cilgin bir kalabaligin bulundunu gormustum. Bu marka aylardir Italyan gencler tarafindan bekleniyordu. Markanin tek Avrupa magazasi Londra'da var,ikinci Milan magazasi oldu. Italyanlar kalite ve luks urunlere onem verdikleri icin Italya'da ve bilhassa Milano'da ilk magazayi acmayi dusunmusler. Tabii bu sabahta kuyruk vardi ama baktim cok degil cunku herkesin gozu yememisti erken kalkmayi. Bu markanin ana musterisinin cok genc oldugunu tekrar hatirlatayim. Birde benim gibi ruhu gencler sanirim:) Firsati degerlendireyim dedim ve siraya girdim. Dukkan acilir acilmaz hepimizi iceri aldilar. Inanamadim ama bu ikon magazaya acildiginin ucuncu gunu girebilmistim.
Unlu marka magazasi icin meshur Italyan mimar ve designer Gio' Ponti tarafindan 1939 yilinda yapilan binayi secmis ve on cephesini balkonlari ve gri ve parlak mermerleri ile aynen birakmis. Icerisi 3000 m2 olan magaza tabii muhtesem. Ilk defa bir Abercrombie magazasi hem adult hem kids koleksiyonunu ayni anda sergiliyor. Kapida sizi guzel guleryuzlu gencler sizi karsiliyor. Iki katli olmasina ragmen katlar genis oldugu icin sanki cok daha fazla kat varmis havasi veren magazada, cok yuksek sesle "dance music" caliyor. Her taraf guzel tezgahtarlar ile dolu. Hepsi ozel secilmis cogu model zaten. Erkeklerin gomleklerinin onu acik ve kasli cekici vucutlarini sergiliyorlar. Magazanin icinde resim cekmek yasak. Ancak girisi cekebildim. Birde beni birileri durdurmadan once bir tane ic mekan resmi cekebildim. Magaza karanlik ve zaten markanin kendi parfumunun kokusu her taraftan fiskiriyor. Yani sogutma sistemi gibi yerlerden magazaya bu koku devamli veriliyor. Ayrica arada dolasan manken saticilarda ellerindeki siseden satilan kiyafetlerin ustune fisfisliyorlar.Yaratmak istedikleri ortam canli,taze,genc,dinamik ve bunu cok iyi basarmislar. Ekose gomlek,jean ve parmakarasi terlik giymis tezgahtarlar devamli gulumsuyor ve size ingilizce"what's up,how's going on?" diye soruyorlar ve arada dans ediyorlar. O tatli ama ic baymayan koku,guzel muzik,duvarlari degisik design'lar ile kapli,deri koltuk, masa ve buyuk abajurlu lambalarin oldugu guzel magazanin icinde,birde birbirinden guzel kiyafetler iceren koleksiyonu gorunce sarhos oluyorsunuz.Bunu yazan benim, 40 yasindaki bir hatun. Birde gencleri dusunun...Nitekim Milano'ya acilisa baska sehirlerden bir suru genc gelmis otobus tutup:))
Merakimdan biraz arastirdim.David T.Abercrombie 1892 yilinda balikcilik,av ve kamp uzerine cok kaliteli mallar satan bir dukkan acmis. Isinden bezmis, meshur avukat Ezra Fitch ise bu dukkanin muaavimlerindenmis. Daha sonra bu ikili birlesmisler ve sonra da ayrilmislar.Dumende yenilikci Ezra Fitch kalmis. O da 1928 yilinda emekliye ayrilmis ama marka Amerika'nin en basarililarindan biri olarak gunumuze ulasmis.
Fiyatlar Zara veya H&M kadar dusuk degil ama unlu Italyan markalari veya yine Italyanlarin yonetimi altinda olan yine casual chic ve country tarza sahip Malboro Classics'den dusuk. Aldiginiz kiyafetler buram buram o guzel kokudan kokuyor.Italya'da cok is yapacagina inaniyorum bu markanin. 2009/2010 koleksiyon cok hos. Ben gecmisteki urunleri nasil hic bilmiyorum ama bu koleksiyon ekose veya texan tarzi pazen ve pamuklu gomlek ve hos bluzlar ile dolu. Ben bayilirim bu tarza. Kazaklar hep el orgu ve cok country ve stylish. Ben pek begendim dogrusu. Pazen pijamalar cok seker,esarplari degisik.. Kemerler guzel. Yani benden tam not aldi.
Iceride birbucuk saat kalmisim. Onbirbucuk gibi cikip biraz o civardaki hos sokak ve dukkanlari gezdim. Vakit bol tabii soyle bir goz attim her yere. Ardindan kendimi tramvayla Milano'nun pek fazla gidemedigim degisik cafe ve trendy dukkanlarin oldugu Corso di Porta Ticinese caddesine attim.Bu caddenin bir basinda Milano'da Romalilardan kalan en iyi bilinen kalinti diye tabir edilen Colonne di San Lorenzo var. Bayagi zamandir bu taraflara gitmemistim tekrar gormek beni cok mutlu etti.
3.yuzyildan kalma kolonlarin bir kaplica yapisina ait oldugu tahmin ediliyor. 4.yuzyilda o donem yapilan San Lorenzo Basilika'sini tamamlamak icin su an bulundugu yere tasinmislar. Kilise ile kolonlarin arasi eski evler ile cevriliymis ama bunlari restore edip, yasatamamislar ve sonradan oralari park olmus. Biraz bakinip fotograf cektim ve hemen ordaki California Bakery'e girmek ve pumkin pie yemek istedim. Bunu Cuma gununden duslemistim. Bu yerin uc subesi var ama Porta di Ticinese'ye bakan meydandaki yerde brunch yapildigi icin o saatlerde yer ayirtmayan kisiyi almiyorlardi. Uzgun bir halde ve ac Porta di Ticinese caddesine girdim. Oradaki degisik dukkanlara doya doya baktim,caddenin sonuna ulasinca yurumeye devam ederek 15 dakika icinde tekrar Duomo meydanina ulastim. Aslinda bu sehirde cogu yere yuruyerek ulasabiliyorsun. Arada yorulursan tramvaya atliyorsun.
Duomo meydaninda bu sefer kilisenin sagindan yurudum ve Piazza Fontana yani Cesme meydanina ciktim ve hadi orada da bir fotograf cekeyim dedim. Bu meydani hep sevmisimdir. Tum dukkanlara yakin ama karmasadan uzak, huzurlu, kucuk bir meydandir.Milano'yu gormus olanlar hemen hatirlayacaktir.
Milano'da Roma gibi her adim basi cesme ile dolu olsun isterdim dogrusu.Su sesi insana huzur veriyor. Bu meydani gecip hemen kendimi California Bakery'nin sadece dukkanin bulundugu Largo Augusto caddesine attim. Iceri heyecanla daldim ama Pumpkin Pie tukenmisti!! Su italyanlarda ne kadar seviyormus bu kabaktan yapilan amerikan tatlisini..Neyse uzuldum ama oraya kadar gelmis ve cok ac oldugumdan hemen bir carrot cake ismarladim. Oh mis gibi ici havuc,ceviz ve ananas dolu bol tarcinli idi. Yaninda kocaman mug'da filtre kahve..Ozlemisim.. Bu sehirde birgun birkac yerde Starbucks acilana kadar bu tip yerlerde idare edecegim.Hos burasi Starbucks'a nazaran cok daha sicak ve degisik bir ortama sahip ama taaa Milano merkeze gelmem lazim.
Tabii gonlum bu ziyafet sonrasi eve chocolate chip cookie,cheese cake,brownie,poppy seed cake,walnut and cinnamon cake,lemon bars ve bilimum bagel goturmek istedi ama mantigim buna engel oldu. Karnim doymus olarak biraz daha Milano sokaklarinda aheste gezip evime dondum
1 yorum:
vayy özledim be milano yu seviyorum şu italyanın 4 bir yanını :)) aslında ben gezmeyi seviyorum :)) ama vakit ve nakit yok :((
Yorum Gönder