Ben üniversite yıllarından beri kullandığım kokum Paris Ysl 'den hiç vazgeçmedim. Benim tenime çok uyuyor ve o koku artık benim kişiliğimin bir parçası sanki.Sadece Chanel 5 ile ara ara bu kokumu aldatıyorum diyebilirim.YSL son yıllarda her zaman baharda Paris kokusunun daha hafif bir versiyonunu limited edition altında çıkardı.Sandal kokusunu daha az kullanıp değişik güllerin esanslarına yer verdi.Hepsini aldım ve severek kullandım.Çünkü aslında hepsi kendi kokumun biraz daha hafif bahara yakışan haliydi.
2011 bahar ve yaz ayları için 25 Nisan'da bu yılın limited edition'ı çıkacak.İsmi Premières Roses (Paris'in ilk gülleri) Eminim güzel olacak.Kutusuna bayıldım.Şişesi de hoş ve farklı.Klasik şişesi ama rengi şeffaf değil fuşenin açıktan koyuya tonları.Batik havasında! Ne hoş değil mi? Bu seferki kokunun içinde centifolia gülü müge,portakal çiceği notaları,kuşburnu,şakayık ve menekşe çiçek kokularının karışımı var ve tüm bunları daha etkin hale arka plandaki sandal ağacı ve misk kokuları getiriyor.Çok heyecan verici.Kendi kokumun bir başka versiyonu olduğu için her sene olduğu gibi çok merak ediyorum.
Fakat bu sene çıkan iki yeni koku da aklımı çeliyor.Ben ömür boyu aynı kokuyu kullanacağıma inanıyorum ama sanki bu iki yeni koku ile arada bir sevgili Paris veya Paris bahar yaz limited editionlarını aldatacağım gibi!!
Biri Jimmy Choo.Ayakkabı ve çanta markası olarak bayılıyorum ve sonunda kendi kokusunu piyasaya sürdü. Markanın yaratıcısı ve genel müdürü Tamara Mellon çok hoş ve güzel bir kadın.Bu kokuyu şeçerken modern,dinamik,güçlü,güzel,baştan çıkaran,zarif ve aynı zamanda saklı bir duygusallığa sahip bir kadından ilham almış.Herkes böyle bir kadın olmak ister ve biz kadınlar böyle olduğumuza inanmalıyız bence.Koku tatlı armut ve portakal notaları ile açılıyor ama kalbinde kaplan orkidesi var. Saklı derin notalar ise endonezya patchoulisi ve karamelden oluşuyor.Ben hemen merak edip deneme şişeciğini buldum ve kokladım.Beğendim ama bu beğeni acaba Jimmy Choo delisi olduğum için mi dedim kendi kendime ama sonra baktım koku üstümde kalıyor ve beni sıkmıyor.Enteresan bir koku.Devamlı değişiyor ve şaşırtıyor.Seksi bir koku ama rahatsız edici değil. Karamel kokusu ara ara geliyor ama içi baymıyor. Bence kendi vücut kremi ile beraber kullanılırsa çok hoş olabilir.Tabii kişiye ve tene uyuma göre zevkler değişir.Ben kendi görüşümü yazıyorum.Ayrıca tütün kokuyor patchouli veriyor o kokuyu ama abartmadan.Ben sigarayı bırakmama rağmen tütün kokusunu veya iyi bir puro kokusunu severim.Bu koku hakkında okuduğum yazılardan birinde kokunun içinde yüksek dozda aldehit bileşiği olduğu ve bu kimyevi tadın koku buharlaştıkça ve tende kaldıkça dayandığını ve genel kokuya kalıcı ve belirleyici bir özellik ekleyip Chanel 5'in zarifliğini hatırlattığından bahsediliyordu.Enteresan bence. Bunun da şişesi çok hoş ve şık.Zaten pembe cam işçiliğinde meşhur İtalya murano camlarından esinlenilmiş.Kutusu da bana kendi güzel yılan derisi ayakkabılarını anımsattı çükü dizaynı öyle.
Gelelim son kokuya.Çıkalı bayağı oldu ama ben dün keşfettim.Üye olduğum İtalyan Vanity Fair dergisi Thierry Mulger'in yeni kokusunun deneme şişeciğini yayınlamak için seçilmiş üç dergiden biri ve sadece geçen haftaki sayısında yayınladı.Bende hemen kokladım ve çok ama çok beğendim.Fransız stilist ve fotoğrafçı Mulger çok değişik bir stile sahip.Ama biz şimdi bu yeni kokusuna dönelim. Bu kokuyu anlatmadan önce 1992 yılında çıkardığı Angel adlı kokudan bahsetmek isterim.Bu koku pralin çikolata ve patchouli notaları ile o zamanlar bu sektörde bir trend başlatmış ve mavi şişeli ilk kadın kokusu imiş.Dünyada en çok satılmış kokulardan biri.2005 yılında çıkardığı Alien adlı kokuda çok ilgi görmüş.Hep değişik şeyleri denemeyi seven Mugler bu sefer Womanity adlı koku ile merhaba diyor.Hatta kadınların düşüncelerini yazdığı ve kadınlar hakkında olan internet sitesini de açmış.İlginenler tıklayabilirler link verdim. Womanity beni neden hemen etkiledi biliyorum.Öncelikle tatlı ve tuzlu bir koku yaratmak istemisler ve bende yemek yerken çok severim bu bileşimi.Koku tatlı tuzlu havasını hissettiriyor.Açılışı citrus (yani turunç,portakal, mandalina meyvelerini içeren topluluğun latin adı) sonrasında incir var. Sütlü ve tatlı ve yeşil ve taze koku.İşte beni feth eden incir oldu birde.Tuz tadını veren ise sıkı durun; havyar.Havyar kokmuyor tabii bir değişik nota bu.Sanki Akdeniz kıyılarında denizin kenarında oturuyorsun ve burnuna rüzgarla çiçek kokularına bürünmüş serin deniz kokusu geliyor ama ardından o tatlı sütlü incir kokusu da karışıyor.Benim aklımı başımdan aldı.Bu adamın kokularını ya sever ya nefret edersin zaten.Bu kokunun da şişe tasarımı da nefis hatta en değişik olanı bu.Kadın yüzü ama totem gibi.Zincir sarkıyor yandan.Her Thierry Mulger koku şişesi gibi inanılmaz orijinal.
2 yorum:
canım benim bilmiyorum haberin varmı ama bolga girebiliyoruz.
kokular nasıl ama? sen bunu yazdığımda alıyormusun maille abone olduğun için?
Yorum Gönder