Sabah bir uyandim her taraf buz tutmus yine. Aksam yine sifirin altina indik. Disarida kiragi var. Izlanda,Rusya gibi ulkelerde kisin cekilen filmlerde bu buz kristalleri cok romantik hatta masalimsi bir goruntu verir. Milano'da bu kis bunu fazlasi ile yasadik artik romantikligi filan kalmadi isin. Insanin siniri bozuluyor.
Tabii Izmir gibi hep ilimli bir iklime sahip sehirde yasayanlar bu ruh halini anlamazlar ."Ay kar yagdi ne guzel , ay kiragi ne hos gibi laflar ederler" cok nadir gordukleri icin...Sabahleyin uyandigimda pencereden karsi evi goremiyordum. Cunku her tarafin buz tutmasi disinda inanilmaz bir sis vardi. Ise geleli 2 saati gecti hala pencereden karsi binayi sis icinde goruyorum.
Yukaridaki resmi internetten buldum cunku sabah araba kullanirken onumu zor gordugumden bizim oralarin sisli halini cekemedim.. Kaza yapma riskini goze alamadim. Bu yukaridaki fotograf pek romantik ama bu sabah benim gorduklerim hic oyle degildi. Bir kere kaza da olmus inanilmaz bir trafik var.. Ben hergun yaptigim anayoldan geri donup tarlalar arasindan gecen kestirme ama patika gibi bir yolu 30 km surat ile yaptim .
Evimin bahce kapisi bile kalin buz tutmustu. Bizim bahcenin yolunun,terasin taslari iyiki cilasiz cins te , kaymiyoruz buz tutunca..Anayola cikarken bir baktim solda sari bir top var oyle sisin arkasindan gozukuyor. Zavalli canim gunesti o.. Kalmis hapis orada. Bayagi da asagida idi anlamadim. Gunesti kesin cunku dun aksam yeni ayi gordum isten cikarken karsisinda yildizi ile. Inanilmaz acik bir gece idi. O kadar guzeldi ki goruntu..
Yani dun gece sonrasi sabah uyaninca sislere gomulu oldugunu gormek insanin ruh sagligi etkliyor. Nitekim her yerde soylenir yazilir " gunesli yerlerde yasayan insanlarin depresyona girme riski daha azdir" Biz Milano'lular bu kadar yagmur,sis ve gri havaya acikcasi iyi kurtariyoruz durumu..
Inatla bahari bekliyorum ve moralimi bozmuyorum.. Yakin zamanda bol cicek acmis agac resimleri cekmek ve yayinlamayi diliyorum..
30 Ocak 2009 Cuma
28 Ocak 2009 Çarşamba
Italians...
Istanbul seyehat yazimi hala bitirip yayinlayamadim.. Ona konsantre olmaktan arada bir iki satir yazmak istedigim dusunceler olsa bile yazamiyorum.. Aklindan gecenler aslinda gununde yazacaksin.. Istanbul ardindan birde Amsterdam izlenimlerimi yazmak istiyorum ama cok sonra yazdigim icin uzun suruyor. Iyiki seyehatta yanimda goturdugum moleskine'ime not almisim...
Zaten Iphone ve Mac asigi olarak hayalim Mac notebook 13' almak . Ama ona sahip olmak icin erken daha. Yani soyle wireless sistemi Italya ve Turkiye'de iyice bir oturmali ve biraz notebook'un fiyati dusmeli oyle alacagim :) O zaman plajda,metroda,yatagimda, bahcemde her yerde yazabilirim:) . Aklima geldigi an.. Evdeki Mac'i prizden cikarip tasiyoruz her masaya ama ayni sey degil yani yataga,divana,koltuga tasinmiyor.. Mesela evimde wireless oldugu icin arada yatagimda iphone ile uzun uzun internet'e bakiyorum ama blogger'a girip yazmak iphone klavye ile cok rahat olmuyor..
Neyse Istanbul yazisi yayinlanmayi bekleye dursun ben bu Sali aksami gittigim filmi size anlatayim. Detay verecegim icin olurda gorebilecek olanlarin zevkini bozacagim ama bence bu film Turkiye'ye ne sinemalara, ne de dvd olarak gelir cunku Italyan .
Ismi Italians .Yonetmen Giovanni Veronesi..Simdi Ozpetek olsa tamam ama bu adamin filmi gelmez size. Cok keyifle seyrettim. Meshur Italyan aktorler Carlo Verdone,Sergio Castellitto ve Riccardo Scamarcio filmin basrollerini paylasiyorlar. Filmde iki ayri hikaye var. Yurtdisinda Italyanlarin nasil hemen kendilerini gosterdiklerini cok tatli bir dille anlatiyor.Zaten ilk hikaye basladiginda perdede su yazi cikiyor: "Italyan halki metal detektor'de en cok oten halktir" New York Times.. "
Yillardir Dubai'ye Italya'dan kacak ferrari tasiyan bir kamyon soforu yanina genc is arkadasini alip son seyehatine cikiyor. Amac yerini alacak gence yolu ve o ulkelerin insanlarin hayat tarzini gostermek. Yolculuk filmlerini oldum olasi severim. Orta yasli italyan Sergio Castellitto ve genc Riccardo Scamarcio'nun colde polis cevirmesi ile baslayan maceralari yaptiklari uzun yol boyu suruyor.. Dubai'de diskoda yasananlar, hapse dusmeleri ve buradan kurtulmak icin tasidiklari Ferrari ile araba yarisina katilmaya suruklenmeleri ve daha bircok olay traji komik bir bicimde anlatilmis.. Iki adam birbirine cok yakinlasip bircok sey paylasiyorlar . Gulumsedim,kahkaha attim ama cok da duygulandim. Is bitimi Italya'ya bu sefer gemi ile geri donerken genc cocuk polis oldugunu itiraf ediyor ve digerine mahsus onu ruyada colde yururken gordugunu,colde kimsenin birini bulamayacagini soyluyor. Bir sure sonra kacakcilik yapan kamyon soforu gemiden atliyor ve karsi kiyiya yuzerek uzaklasip kaciyor.
Ikinci epidosod Roma'li ,zengin,yalniz , depresyona girmis ve kadinlarla 1 senedir iliskisi olmayan bir disciyi hikaye ediyor. Bu kisiligi canladiran aktor mitik Carlo Verdone..Disci arkadasi onu Saint Petersburg'da yapilan bir kongreye gonderiyor ve ona kadinlar bulup eglendirmesi icin bu islerle hayatini kazanan bir Sicilya'liyi gorevlendiriyor..Carlo Verdone titiz,heyecanli,huzursuz,cekingen italyani muhtesem canlandiriyor. Cekingenligine ragmen rus kadinlarini gorunce dagiliyor , rus tercumanini kendine ayarladiklari kadin zannedip buyuk gaf yapiyor ama sonra onunla duygusal olarak yakinlasiyor.. Ote yandan bir rus kadini ile bir gecelik macerada kendi buluveriyor ve mozasist kadindan dayak yemeyi basariyor. Oyle guzel bir sehir ki Saint Petersburg.Zaten biliyordum ama film yazin cekilmis sanirim ve sehirden cok guzel kareler vardi.Nitekim adamin sonrada yakinlastigi rus tercumani "ya ben bu italyanlari anlamiyorum! Bu sehire sadece kadin icin geliyorlar. bir hafta otele kapaniyorlar, cogu binanin mimarinin Italyan oldugu bu guzel sehiri gormuyorlar bile" diyor. Cok dogru olan bu durum iyi bir ironi ile anlatilmis. Sonra film iyice bir karisiyor Sicilyali arabulucu ve ana karakterin zengin Rus adamin korumalari tarafindan silahla takibinden,sicilyali adamin vurulmasina kadar variyor. Eli ayagi titreye titreye, istemeden bu islere bulasan discimiz , rus tercuman sayesinde, sehir disinda bir oksuzler evine siginiyor. Orada kendini buluyor. Dilini hic anlamadigi rus cocuklar ile paylasimi, tercumani ile yakinlasmasi.. Sonrada zaten tatmin olmadigi yasantisi ve Italya'sina geri donmuyor, yetimhanede kalip o guzel ulkesini cocuklara anlatiyor.. Bir kritik yazari soyle demis genel olarak.." Italyanlar yurt disinda gecmiste olan cogu seyi artik bulamadiklari guzel ulkelerini buyuk bir sevkle anlatirlar ve bu artik yok olan ve ozledikler romantik Italya'dir.
Filmin "highlight" larini verdim size ama daha pekcok hos konusma ve sahne var. Ferrari henuz kamyonda yuklu iken colun ortasinda tam gaz verip bu muhtesem arabanin cikardigi sesin taa otede coldeki kumu titretmesi, ferrari calinti olamaz ferrari ve sistine chapel gibi dunyaya birakilmis bir mirastir lafi, coldeki kum yiginlari ve sonsuzluk hissi ile yururken kamyon soforun cocuga gel su kum tepesini tirmanalim deyip aniden Dubai ve gokdelenlerini ona gostermesi, ferrari ile yapilan yaris, discinin bir cizmeye bu Italya deyip sonra ustune esarplar ve yiyecekler koyarak cocuklara ulkesinin her bolgesini sivelerini taklit ederek anlatmasi gibi... Nitekim bu son sahneden bendeniz sar.. Ip gibi indi yaslar gozumden..
Italya'da cok iyi filmler yapiliyor.. Carlo Verdone'nin oynadigi ve yine ayni yonetmenin meshur odullu filmi "Manuale d'amore 1 ve 2" yi de tavsiye ederim.. Tabii bulma imkani varsa ulkemizde.. Ileride yazdikca yine bahsi gecer ama sayfadaki isimlerin ustune Italyanca link verdim. Italyanca anlayanlar bu kisiler hakkinda okuyabilirler.. Ingilizce bulamadim yazi maalesef.. Ama bazi linklerin icinde youtube'dan video filanda var film uzerine ama tabii youtube yasak degilse hala Turkiye'de.Yazik cunku film ismi ustune trailer'i koymustum:(( Hemde trailer boyu Meraviglioso adli sarkiyi dinleyebilirsiniz. Bu sarki dunyaca meshur "Volare" sarkisini yazan ve soyleyen Domenico Modugno tarafindan yazilmis. Ama Italya'da cok meshur yeni genc gruplardan Negroamaro yeniden uyarlayip soylemis..
Bu arada genc polisi canladiran Riccardo Scamarcio Italyanlarin dedigi gibi "era bello come sole" yani gunes gibi guzeldi:)
22 Ocak 2009 Perşembe
Bir Dönem Bir Çoçuk
200o yilinda almistim bu kitabi... Kac senedir sirasi gelmedi.. Ben bir ingilizce,bir turkce,bir italyanca okuyorum. Arada sirayi bozuyorum. Bu aralar sanirim arka arkaya turkce kitaplar okuyacagim..Cok guzele benzeyen iki tane var elimde. Cok kitap okudum cocuklugumdan beri. Blog gunlugum sayesinde artik ne okursam buraya da yazacagim. Gecmiste okuduklarim gecmisimde kaldi ama yeni okuduklarim paylasilmali...
Bu kitabi rahmetli halamda gormus ve ondan ozenip bende satin almistim. O cok kitap okurdu. Kismet simdi okumakmis. O donemi ogrenmek icin istedigim ve ani kitabi okumayi cok sevdigim icin istedim. Altan Oymen'nin akici bir dili var ama beni pek sarmadi.Daha dogrusu kitabi bitirmem aylarimi aldi. Tabii yorgun argin isten gel, cocuklar ile oyna, ilgilen,yatir derken saat onu buluyor. Cogu zaman biraz okuyunca uykum geliyor. Kitap cok sarmadi ise bitirmem uzun suruyor..Evet bu kitapta con unlu bir donem, 1930 ve 1940'lar var.Bir suru onemli olay ve kisiden bahsediyor. Tanitiminda yazdiklari gibi "O günlerin gazete reklâmlarından, mizah dergilerine kadar, her türlü görsel malzemeyle beslenmiş, resimli, zengin bir tarih kitabı ". Aranizda coktan okumus olanlarda vardir eminim. Hatta devamini olarak "Degisim Yillari" adli kitabi da yazmis. 1947 yillarindan itibaren baslamis. Onu da okumaliyim. O belki daha hizli gider cunku tam ulkemizin ne kotu yozlasip bozuldugu yillari anlatir kesin..Henuz elestiri ve tanitimina bakmadim. Zaten bir yerde bir gazeteci yazisinda Oymen'nin bu kitaplari icin ani kitabi degil bir ansiklopedi diyor. Belki de ben o yuzden yavas okudum..Ondan sarmamis gibi geldi beni. Tabii Mina Urgan Dinazor ani kitabi gibi degildi. Onu iki gunde bitirmistim ama o cok farkli bir ani kitabi idi..
Neyse hala okumamis olanlara yine de o donemi ogrenmek icin okumalarini tavsiye ederim. Ansiklepodi tanimi dogru cunku cok resim ve aciklama var ama tabii bir ansiklopediden daha zevk veriyor.
Evvelsi aksam elime sonunda O.Pamuk'un Masumiyet Muzesi'ni aldim.Hemen sardi tabii.. Neyse bitsin yazarim. Annem burada iken okudu bayildi. Hatta o kitapta bahsedilen Milano'daki muzeye de dun gitti ve 2 saat gezdi icinde. Bende kitabi bitireyim o muzeye gidecegim ve gezecegim sonra da yazacagim .
Bu kitap hakkinda ne yazilmis ,ne soylenmis internette bakmadim bile. Etkilenmek istemiyorum..Ben Orhan Pamuk ne yazdi ise aldim ve hepsini okudum kitaplarinin. Beni ilgilendiren yazdigi..Hatta tesaduf bu ya bu sene 31 Agustos gunu Izmir'den Milano'ya donerken havalaninda DR'da gordum ve aldim kitabi.Sanirim daha yeni cikmisti ve haberim bile yoktu. Halbuki alti senedir yaziyormus kitabi..Uzakta yasiyorum ya:)) Her dakika internette arastirma da yapamiyorum..
16 Ocak 2009 Cuma
Schifezza Party!!
Milano'daki kiz arkadaslarimla her sene Noel oncesi aramizda toplaniyoruz. Herkes bir ana yemek,tatli ya da meze getiriyor. Birlikte Noel ve Yilbasi tatilleri oncesi yemek yiyoruz. Amac tabii birbirimizi gormek ama bulusmamiz daha da eglenceli olsun diye son uc senedir ayni gece
"kotu hediyeler yarismasi " yapiyoruz. Biz bu gecemize "schifezza party " adini taktik. Italyanca schifo igrenc demek schifezza pislik igrenclik demek.. Esprili diye adi oyle kaldi. Bu tip kotu hediye yarismalarini Milano'da organize eden baskalari da oldugunu duydum. Biz uc senedir acayip egleniyoruz. Ben herkese tavsiye ederim. Hem elindeki kotu, ise yaramaz hediyelerden kurtuluyorsun hem egleniyorsun . Yarismaya katilmak icin kendine hediye edilmis olan hic begenmedigin, en cirkin, en kitsch hediyeyi getirmek yeterli. Ama satin alip katilirsan ve anlasilirsa aninda eleniyorsun..
Gecen sene ,14 sene once dugunum icin hediye edilen alti meyva seklinde gumus suslu kocaman cam pecetelik ile ben kazandim.. Bu sene de cok iddiali idim ama maalesef kazanamadim.. Kazanmak cok hos bir duygu. Ayrica aramizda 5'er euro topluyoruz. Kazanan birde yaklasik 40 45 euro para da aliyor:)) Bu sene artik anladim; hediye ne kadar buyuk ve kitsch ve suslu ise o kadar kazanma sansi buyuk.. Bazen getirenin kotu buldugu bir hediye cok begeniliyor ve hemen puani dusuyor.. Tabii herkes getirdigi hediyeyi cok guzel paket yapiyor ve hediyelerin hepsi numaralaniyor. Sonra karisik olarak cekilis yapiliyor. Herkes bir kendine hediye cekmis oluyor. Hediyeler acildikca ayri bir samata..
Bu sene de bayagi kotu hediyeler vardi. Guzelce yemegimizi yedik ve sira hediyeleri acmaya geldi. Ilk hediye bir adet takma silikon gogustu bayagi bir dikkat cekti.
ardindan benim katildigim hediye cikti. Beyazit tarafindan aldigim arapca yazili plastik saat !! O da bayagi yanki uyandirdi. Sonra acilan kirmizi yilbasi pufuduk Yamamay terlik begenildi. O hediye ile katilan kazanma sansini hemen kaybetti.
Arkadan yapma cicekten bir masa susu cikti.. O da bayagi cirkin bulundu. Sonra vazomu diyeyim artik size sekerlik mi diyeyim bir fecihat koca cam ve plastik karisik bir biblomsu sey acildi.. En cok
yanki uyandiran ve "dehset birsey bu" dedirten hediye idi.. Ardindan murano camindan bir sac tokasi ve bir anahtarlik cikti.
Igrenc cam kase uzerine dore suslemeli cicekler ile bezenmis melek seklindeki rus bebekli masa susu kazandi.. Sans bu ya onu cekende bendim. Yani eve goturmesi gereken ben oldum. Kural olarak cektigin hediyeyi ya evde saklayacaksin ya da birini bulup vereceksin. Oyle atmak yok. Ben bana temizlige gelen bayana sordum. Bayildi ve aldi.. Demekki bazilari evlerinde kitsch susleri seviyorlar!! Ne diyeyim..:)))
Iste hediye bu buyuk format resmini koydum.
Bilmem sizler kime puan verirdiniz..?? Resimleri gordunuz .Ama benim duvar saati de cok kotu idi ya... Kazanmadigima bozuldum biraz.. Seneye cok daha iyi bir hediye bulmam lazim. Ama gecen seneki kazanan hediye benimdi demistim ve aynen boyle iri ve kitsch birseydi.. Artik isin sirrini cozdum dedim ya . Duvar saatimi cekiliste kazanan arkadasim hala arabasinin bagajinda tasiyormus :))) .Yukari evine cikarmaya cesaret edememis.. Halbuki ben kazanan hediyeyi verdim bile .Bir evin kosesinde duruyor..O kadar da kotu
degil o zaman.. Sanirim buradaki arkadaslara kazanmayi ben hak etmistim diye esprili bir mail atacagim.
"kotu hediyeler yarismasi " yapiyoruz. Biz bu gecemize "schifezza party " adini taktik. Italyanca schifo igrenc demek schifezza pislik igrenclik demek.. Esprili diye adi oyle kaldi. Bu tip kotu hediye yarismalarini Milano'da organize eden baskalari da oldugunu duydum. Biz uc senedir acayip egleniyoruz. Ben herkese tavsiye ederim. Hem elindeki kotu, ise yaramaz hediyelerden kurtuluyorsun hem egleniyorsun . Yarismaya katilmak icin kendine hediye edilmis olan hic begenmedigin, en cirkin, en kitsch hediyeyi getirmek yeterli. Ama satin alip katilirsan ve anlasilirsa aninda eleniyorsun..
Gecen sene ,14 sene once dugunum icin hediye edilen alti meyva seklinde gumus suslu kocaman cam pecetelik ile ben kazandim.. Bu sene de cok iddiali idim ama maalesef kazanamadim.. Kazanmak cok hos bir duygu. Ayrica aramizda 5'er euro topluyoruz. Kazanan birde yaklasik 40 45 euro para da aliyor:)) Bu sene artik anladim; hediye ne kadar buyuk ve kitsch ve suslu ise o kadar kazanma sansi buyuk.. Bazen getirenin kotu buldugu bir hediye cok begeniliyor ve hemen puani dusuyor.. Tabii herkes getirdigi hediyeyi cok guzel paket yapiyor ve hediyelerin hepsi numaralaniyor. Sonra karisik olarak cekilis yapiliyor. Herkes bir kendine hediye cekmis oluyor. Hediyeler acildikca ayri bir samata..
Bu sene de bayagi kotu hediyeler vardi. Guzelce yemegimizi yedik ve sira hediyeleri acmaya geldi. Ilk hediye bir adet takma silikon gogustu bayagi bir dikkat cekti.
ardindan benim katildigim hediye cikti. Beyazit tarafindan aldigim arapca yazili plastik saat !! O da bayagi yanki uyandirdi. Sonra acilan kirmizi yilbasi pufuduk Yamamay terlik begenildi. O hediye ile katilan kazanma sansini hemen kaybetti.
Arkadan yapma cicekten bir masa susu cikti.. O da bayagi cirkin bulundu. Sonra vazomu diyeyim artik size sekerlik mi diyeyim bir fecihat koca cam ve plastik karisik bir biblomsu sey acildi.. En cok
yanki uyandiran ve "dehset birsey bu" dedirten hediye idi.. Ardindan murano camindan bir sac tokasi ve bir anahtarlik cikti.
Igrenc cam kase uzerine dore suslemeli cicekler ile bezenmis melek seklindeki rus bebekli masa susu kazandi.. Sans bu ya onu cekende bendim. Yani eve goturmesi gereken ben oldum. Kural olarak cektigin hediyeyi ya evde saklayacaksin ya da birini bulup vereceksin. Oyle atmak yok. Ben bana temizlige gelen bayana sordum. Bayildi ve aldi.. Demekki bazilari evlerinde kitsch susleri seviyorlar!! Ne diyeyim..:)))
Iste hediye bu buyuk format resmini koydum.
Bilmem sizler kime puan verirdiniz..?? Resimleri gordunuz .Ama benim duvar saati de cok kotu idi ya... Kazanmadigima bozuldum biraz.. Seneye cok daha iyi bir hediye bulmam lazim. Ama gecen seneki kazanan hediye benimdi demistim ve aynen boyle iri ve kitsch birseydi.. Artik isin sirrini cozdum dedim ya . Duvar saatimi cekiliste kazanan arkadasim hala arabasinin bagajinda tasiyormus :))) .Yukari evine cikarmaya cesaret edememis.. Halbuki ben kazanan hediyeyi verdim bile .Bir evin kosesinde duruyor..O kadar da kotu
degil o zaman.. Sanirim buradaki arkadaslara kazanmayi ben hak etmistim diye esprili bir mail atacagim.
12 Ocak 2009 Pazartesi
Yeni bir yıl soğukla basladı....
Guya ben bu blogu gunluk yazmak niyeti ile actim. Yani aklima geldikce , ne istersem yazacaktim.... Uzun zamandir yazmadim. Resmen vaktim yok.. Tabii araya iki seyehat ve noel girdi.. Noel ustu hem sirkette hem ozel hayatta hep yogun gunler gecti..Her sene ayni sey zaten.. Okullar kapaniyor. Resitaller ya da musamereler oluyor. Arkadaslar ile son bulusmalar yapiliyor.. O kadar cok yaptim ve o kadar yazmak istedigim sey var ki !!! Aksam annem ile vakit geciriyorum elim bilgisayari acmaya bile gitmiyor.. Evde de pek oturmadik ya su son haftalar..Baktim bugun 12 Ocak ve hala Aralik takvimi duruyor.. Yeni yildaki ilk yazima baslamadan once bir Ocak Anne Geddes takvimini koyup yeni yila merhaba dedim.. Her ay baska bir guzel fotograf var.. Desktop icinde artik vazgecilmezim..Bu sene ise 5 Ocak'ta basladim. 6 Ocak Saint Epifania tatili idi tum Italya'da. Ama yogun kar yagisi yuzunden 7 Ocak carsamba gunu de ise gidemedik.Milano'da 1985 yilindan beri boyle kar yagmamis. 50 cm kar oldu bir gecede.Evde mahsur kaldik. Tum okullar tatil oldu. Cocuklar pek sevindi..Ertesi gun biz ise gidebildik ama cocuklar yine okula gitmedi. Simdi hava o kadar sogukki.. Insanin cani hicbirsey yapmak istemiyor. Gunes var ama eksi 1,2 derece aksam dersen eksi 11'e bile vardi..Yagan karlar blok halinde yol kenarlarinda kaldi ve buz tuttu. Artik Nisan ayina kadar erimez. Yanmisiz biz. Boyle zamanlarda Izmir'i cok ariyorum valla.. Bahcedeki cicek ve agaclarin ustunde tutan buz hic erimiyor. Gunduz bile. Tabii ilk kar yagdigi 7 Ocak bizim yasadigimiz yer buyulu bir guzellige burundu . Bir suru resim cektim ama hep ayni seyi tekrarliyorum.. Kar her zaman dagda guzel ... Ertesi gun kar durdu guzellik bitti normal hayat baslayip yollar acilinca..
Umarim bahar cabuk gelir.. Ocak cabuk gecer ama Subat hele Mart hic bitmeyen uzun aylar.. Mart ayini hic sevmem... Bol bol yazarim artik... Annem 22 Ocak donuyor .. O zaman aksamlari evde de yazarim...
Tatiller bitti.. Soguklar geldi.... Guzel yemek sefalari bitti. Dun son son arkadaslarimizin evinde bol salam yedim.Sarap ictim . Sonra safranli ve mantarli risotto ustune cok iyi pismis soganli dana rosto yedim.. Uff firinda patates ile. Arkasindan da son son ev yapimi icin blo kremali kek yedim.. Kolestrolum yuksek cikti. 270... Maalesef bugun itibari ile bayildigim yumurtaya, guzel Italyan salam ve prosciutto veya speck tarzi soguk etlerine,peynirlere elveda demek zorundayim.. Hele zencefil,tarcin ve bol tereyagli biskuvilere tam elveda..Doktor hergun tereyagli biskuvi yersen tabii kolestrolun cikar dedi:)) Acaba o zencefilli biskuvimi zeytinyagli yapsam tadi nasil olur?? Kolestrolu dusureyim bir deneyecegim bakalim...
Herkese yeniden mutlu ve saglikli bir 2009 yili diliyorum...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)