27 Aralık 2011 Salı

24.12.2011 Noel Arifesi akşam yemeği

Bir Noel'i daha geride bıraktık.Bizim  arife günü akşam yemekleri her zaman değişik ve güzel oluyor çünkü görümcemin evinde toplanıyoruz ve enişte pişiriyor. Çok meraklı yemek pişirmeye ve bilhassa deniz ürünleri ile süper yemekler yapıyor. Blogumu takip etmeyenler geçen seneki noel yazımdan   veya 2009 noel yazımdan görebilirler. 2011 Noel yemeği de diğerlerini aratmadı diyebilirim. Bu sene de menu yazılı olarak tabaklarımızın üstüne konmuştu.O zaman tam restoranda gibi oluyor insan.Şaraplara kadar yazıyor.
Başlangıç olarak tereyağ sürülü tost ekmeğine dizilmiş füme somon balığı,evde hazırlanmış kaperi vesarmısak aromalı kurutulmuş domates,yine evde hazırlanmış ve zeytinyağına  yatırılmış içi ançuezli küçük kırmızı biberler ve katalan usulü yani küçük domatesli ve soğanlı ayıklanmış dilimlenmiş astice vardı.Astice istakozun büyüğü.Türkçe ismini bilmiyorum.Yalnız siyah gri beneklidir ve ön ayakları farklıdır. Altta resmini koydum.
Yanında pek sevdiğimiz  Franciacorta bölgesinin  sparkling wine'ını içtik.Bu Eylül ayında da gittik Francicorta mahzenlerini gezmeye.Henüz yazamadım ama yazacağım.Daha önceki yazımdan takipçiler hatırlar o bölgeyi.


Bu sene italyanların 'first course' olarak tanımladıkları risotto veya pasta yani makarna yoktu. Doğru bir karar çünkü sonra gelen balığa yer kalmıyor. Bunların yerine yine başlangıç tarzı kabul edilebilecek tamamen kabuklu deniz ürünlerini baz almış yemekler bizi bekliyordu. İlk olarak zencefil ve kırmızı biberli kırmızı karavides vardı.Tavada azıcık hoplata hoplata bu aromalar ile pişirmiş ama zencefil çok yakışmıştı.Hem zencefil hem kırmızı biber abartı koymamış çok hafifti.
Ardından bunların bir boy büyüğü scampo denilen kabuklu hayvan vardı. Türkçe ismini sözlükte bulamadım. Fotoğraftan anlar bilenler tatmış olanlar.Ben scampo'yu açıkcası karividese tercih ediyorum. Bunların üstüne tereyağ ve az ekmek kırıntısı koyarak fırında pişirmiş ve yanında çiğ kremalı püre vardı. Bu arada hayvanı temizlemişti. Yani tam eti löp diye ağzımıza atıyorduk yanındaki püreye banıp.Ardından karidesli ve morina balıklı (italyanca ismi merluzzo) köfteler geldi .Bunları ezip püre halinde yoğurduktan sonra üzerlerine rendelenmiş ekmek ve çok az parmesan serpmiş ve sonra 40 dakika fırına vermiş. En son meşhur Impepata di cozze yendi.En kolay ve tadı nefis olan italyan tariflerinde biridir. Sizde deneyebilirsiniz. Midyeleri temizledikten sonra tavaya  zeytinyağı ve sarmısak koyup midyeleri kabukları açılıncaya kadar kapağı kapalı olarak yüksek ateşte pişirin.Sonra bol karabiber serpin ve kapağı kapalı tencereyi iyice bir sallayın ve midye suları ile karabiber karışşın, afiyetle yiyin.Genelde noel yazılarında tarif vermem ama bu sefer dayanamadım çünkü Türkiye'de midye çok ama bu şekilde kimse yapmıyor.



yeme de yanında yat bu çipuranın
caco meyvesi
Bunları arka arkaya keyifle yedik.Yanında yine Franciacorta bölgesinden bu sefer rose sparkling wine içtik. Tabii makarna ve risotto olmadığı için ana yemeğe yer kaldı. Deniz çipurası geldi. Tamamen ayıklanmış ve löp löp etler ince ince dilimlenmiş kabak ve patateslerin altına saklanmış.Kabak ve patatesler ekmek kırıntısı ve az parmesan ile gratin edilmiş. Tarifin italyanca ismi de zaten saklı çipura:) Bunun yanında rose içmeye devam ettik.Tatlı olarak bu sefer geleneksel Noel keki Panottone'ye ek olarak sevgili şefimiz Carlo'nun kendi yaptığı bir tarif vardı.Bu sene Master Chef adlı yemek  yarışma programında birinci olan yunanlı Spyros'un tarifi.Kedi dili üzerine cacho meyvesinde hazırlanmış mousse vardı. Kedi dili çok basit bir biskuvi ama kendileri evde yapmışlar.Yumurta,un,şeker ve tereyağı kulanılarak yapılan hamura vanilya özü katılıyor istenirse ve sonra incecik dilimler halinde fırına veriliyor yedi sekiz dakika. Çıkan biskuvi kıtır kıtır ve ince olmalı. Caco meyvesini ben hiç sevmem. Türkçe adı ne bilemem ama turuncu ve içi yumuşak püre gibidir.Fakat mousse'u nasıl da güzel olmuş.Tadı damağımda kaldı.
Muhteşem tatlı
 Bunun arkasından tabii Pandoro ve  Panottone noel kekleri ve yanında mascarpone peyniri ile yapılmış kremalı sos vardı. Bu sosu yine geçen seneki yazımda anlatmıştım uzun uzun.  Tatlıların yanında  tatlı kırmızı şarap yani moscato içtik.Kırmızısını bulmak çok nadirdir. İtalya'da birkaç tane üreticisi var. İnanılmaz güzeldi.
Dört dörtlük bir akşam yemeğiydi.
GRAZIE diyorum sevgili eniştemiz Carlo'ya !!!!

3 yorum:

GNC dedi ki...

WAAAAAAAAAWWW TAM DA SIKI BİR DİYETTEYKEN BU YAZIYI OKUMAK BENİ YIKTI. AFİYET OLSUN HEPİNİZE HARİKA BİR ZİYAFET OLMUŞ HER SENE OLDUĞU GİBİ. TEK BİR RİCAM OLACAK. :)) TATLININ BİRAZ DAHA DETAYLANDIRILMIŞ TARİFİNİ RİCA EDİYORUM. DENEMEK İSTEDİM . FARKLI OLAN LEZZETLER HEP İLGİMİ ÇEKİYOR. TÜRKİYEDE "CENNET ELMASI"YADA "HURMA" DİYORLAR.

Adsız dedi ki...

O karidese benzeyen canlıya bizde kerevit diyorlar. Meyve ise HURMA. Ramazanda yenen Arap meyvesinden çok farklı tabi, bu daha Akdeniz'e özgü bir tür. Çocukken, Bebek'te evimizin bahçesinde ağacı vardı, şimdi de Sarıyer'de kocamın dayısının evinde var, biz çok severiz, ama hep çiğ tüketilir, tatlı tarifini bekliyorum.
Nefis menüyü yiyen herkese afiyet olsun, hepinize iyi yıllar.
Sevgiler
Nergis

ABC dedi ki...

Büyük Chef Carlo
Yine döktürmüş afiyet olsun
Ben Carlo cu olarak yiyemediğim
için hayıflanıyorum ihşallah ilerde
bir noel gezisi sıkıştırırız :)
Sevgiler