7 Nisan 2009 Salı

Il gioco dell'angelo-Melegin Oyunu

Masumiyet Muzesi sonrasi basladigim bu kitabi bir solukta bitirdim. Kizim hasta oldu, oglan ardindan,hastanelerde kaldik. Bunun disinda bir suru ugras ona ragmen kitap bitti. Hastanede kaldigimiz surede bos buldugum her an kitap elimde idi. Aksam herkes uyurken kitaba taktigim kucuk isik ile okumaya devam ettim. Eee Carlos Ruiz Zafon bu... Zaten bundan onceki romani "Ruzgarin Golgesi" best seller dunyada milyonlarca kopya satti. Onu da bir haftada bitirivermistim. Daniel Sempere ve unutulmus kitaplar mezarliginda buldugu ve aldigi kitap ile baslayan macerasi..O basyapiti bence bu ikinci kitap onun biraz golgesinde kalmis ama yine de begendim.

Bir kere cok akici bir dili var. 676 sayfa kitabi hic yorulmadan,buyuk bir zevkle okuyorsun. Zaten tarzi kendine has. Ask var ama ask kitabi degil psikolojik bir roman diyebiliriz ama ayni zamanda bir suru sir,entrika var. Olaylar birbiri ardina gelisirken Barcelona'yi urpertici yani ile size yasatiyor ve devamli bir merak icinde ne olacak,hikaye nasil bitecek, sirlar nasil cozulecek diyerek okumaya devam ediyorsunuz. Hep suphe,garip bir urperti ile okuyorsunuz. Aslinda bu romanda geriye donmus. Ruzgarin golgesinde Daniel Sempere adli cocugun buyurken hikayesini okurken,bu romanda onun anne ve babasini taniyor ve dunyaya geldigini ogreniyorsunuz. Bu romandaki kahraman David Martin. Buyuk bir yazar olma hevesi icinde tanisitigi bir garip editorun yazmasini istedigi roman sayesinde bambaska bir dunyada buluyor kendini. Kitabin konusunu vermeyecegim zaten isin buyusu bozulur. Ben konusunu derinlemesine internette okuyup bir kitap satin almam. Bu kitabi da yazari Zafon oldugu icin aldim. Nitekim yine devami olacak ve baharda cikacagi soylenen ucuncuyu dort gozle bekliyorum. Hatta turkcesi Sislerin Prensi olan ilk kitabini da alip okumaya bu kitabi bitirince karar verdim. Iki kitabi da siddetle tavsiye ederim. Ruzgarin golgesi adi ile Turkiye'de basilmis ilki.Bu ikinci Melegin Oyunuadi ile basildi mi bilemem. Italya'da 2008'de cikti.

Konu ne olursa olsun,nasil biterse bitsin,oyle bir yaziyorki kitaplarini elinden birakamiyorsun. Bir an evvel kitabi eline alip o anlatilan dunyanin icine girmek istiyorsun. Okurken dis dunyayi unutuyorsun. Bir kitap bana bunu hissettirdi mi benim icin on uzerinden on almis oluyor..Bu tip kitaplari seneler sonra elime alip tekrar okumaktanta zevk aliyorum.

Hiç yorum yok: