21 Eylül 2010 Salı

Eat Pray Love , Elizabeth Gilbert

Celta kursu aşamasında okumaya ara vermiştim. Kursa hazırlanmak için ve kurs süresince hep ders kitabı okudum. Ağustos ayında tatildeyken sadece dergi okudum. Beyin dinlendirmesi olarak. Eylül ayında döner dönmez Ipad'ime sarıldım. Tabii İtalyanların italyan IBook Store hazırlamaları için aylarca hatta yıllarca bekleme riski olduğunu bildiğim için hemen ikinci iyi e reader olan Amazon Kindle application'ı yükledim. Çok akıllı bir hareket ile Apple için application hazırlamışlar. Bu şekilde satışları ve populariteleri düşmeyecek. Hemen ilk digital kitabım olarak Eat Pray Love' ı aldım. Yeniden okumaya çok keyifli bir kitap ile başladığımı söyleyebilirim. Tabii İngilizce okuduğum için daha zevk aldım. Türkçe okuyup pek beğenmeyenler olduğunu duydum.

Ben çok beğendim. Eat olan ve İtalya'da geçen kısım bana çok hitap etti. Milano'da yaşamama rağmen Roma'da yaşamayı tercih ederdim. Renkli,her zaman güneşli,son derece tarihi ve güzel bir şehir bence. Bu şehri interrail seyehatimde görmüş ama anlayamamışım. Seneler evvel ikinci defa eşimle görünce aşık oldum ve kendisine dönüp' uff sen niye Milano yerine Roma'da doğmadın? dedim. Tabii romanın kahramanının tavsiye ettiği dondurmacıya gidilecek ve Napoli'de gittiği pizzacı Michele'de çok tipik ve meşhur. Ona da gitmedim hemen notumu aldım. Bir gün başka şekilde güzel olan Napoli şehrine dönersem gideceğim.
İtalyanlar üzerine yazarin Barzini'den aldığı çok hoş bir görüş var. Bence çok doğru. Okuyunca sonunda bende bazı sorularımın cevabını sonunda aldım. Aynen burada veriyorum ama tabii İngilizce olarak.
"Italians will tolerate hideously incompetent generals,presidents,tyrants,professors,bureaucrats,journalists and captains of industry,but will never tolerate incompetent "opera singers,conductors,ballerinas,courtesans,actors,film directors,cooks,tailors...In a world of disorder and disaster and fraud,sometimes only beauty can be trusted.Only artistic excellence is incorruptible.Pleasure cannot be bargained down.And sometimes the meal is the only currency that is real.'
Roma hakkındakı şu lafı çok hoş :
'I am inspired by the regal self assurance of this town,so grounded and rounded,so amused and monumental,knowıng thet she is held securely in the palm of history. I would like to be like Rome when I am an old lady.'
Pray kısmını da belki de yoga yaptığım için zevkle okudum. Burada da hoş laflar var.
'Yoga is to find union between mind and body,between the individual and her God,between our thoughts and the source of our thoughts,between teacher and student,and even between ourselves and our sometimes hard to bend neighbors.'
veya
'The Yogis,however,say that human discontentment is a simple case of mistaken identity.We're miserable because we think that we are mere individuals,alone with our fears and flaws and resentments and mortality.We wrongly believe that our limited little egos constitute our whole entire nature. We have failed to recognize our deeper divine character.We don't realize that,somewhere within us all,there does exist a supreme Self who is eternally at peace ekle.That supreme Self is our true identity,universal and divine.Before you realize this truth,say the Yogis,you will always be in despair,..'
veya
'As smoking is to lungs,so is resentment to the soul;even one puff of it is bad for you'
Love kısmında ise sadece aşk yoktu. Bali ve oradaki meditasyon metod ve düşünceleri vardı.
Uzun lafın kısası okuduğuma memnunum. Birkaç günde kitap bitti ve birkaç sefer de beni ağlattı. Bakalım filmini de bu kadar beğenecek miyim? Kitaba sadık kalmış diye yazıyorlar ama..
Son alıntı ile yazıyı kapıyorum. Bu pray bölümünden ama söyleyen bir yogi.
'Happiness is the consequence of personal effort. You fight for it,strıve for it,insist upon it,and sometimes even travel around the world looking for it.You have to partecipate relentlessly in the manifestations of your own blessings.And once you have achieved a state of happiness,you must never become lax about maintaining it, you must make a mighty effort to keep swimming upward into that happiness forever,to stay afloat on top of it.If you don't, you will leak away your innate contentment. It's easy enough to pray when you're in distress but continuing to pray even when your crisis has passed is like a sealing process,helping your soul hold tight to its good attainments.!





4 yorum:

GNC dedi ki...

Yorum yazmıyoruz diye blogu takip etmiyoruz sanmayınız lütfen :) Gördüğünüz gibi takipteyiz. kitabıda listemize aldık. Gerçi liste biraz uzun bende ama olsun yine de yazdım. Elimdeki 2 kitabı bitirir bitirmez değerlendirmeye alacağım. Senin referansınla gelen kitaplardan genellikle hep hoşlandım. Gerçi ben Türkçesini okuyacağım ama olsun. Duygu yüklü kitaplar beni her zaman çeker. Kitap 2006 yayınlanmış aslında okumak için geç bile kalmışız :)Film Türkiye de 8 Ekim de vizyona girecekmiş o zamana kadar elimi cabuk tutmalıyım :)

emelda dedi ki...

henüz italya bölümlerindeyim kitabın...ancak şu ana kadar öğrendim ki depresyon galiba bütün kadınlarda aynı belirtileri gösteriyormuş ve ne yazık ki etrafımızda bulunan hiç bir erkek bunu zamanında anlamıyormuş...:))ilaçlar konusunda ise kesinlikle liz gilbert ile aynı fikirdeyim. çok nadir,ağır depresyonlar için gerekli ama her zaman,her durumda diil...dünyada bu kadar insan ilaçsız bu hayata katlanıyorsa biz de katlanabiliriz gibi geliyor bana artık...:)) (bunu 1 sene prozac,6 ay xanax ve bir 6 ay da anafranil kullanmış ama şimdi çok pişman biri olarak söylüyorum)

Buket dedi ki...

Ben ingilizcem zayıf olduğu için türkçe okudum ve çok beğendim. Ayrıca filmini de izledim. İtalyanca'ya karşı bir sempati oluştu bende. Kendi kendime öğrenmeye çalışıyorum.

Carriemel dedi ki...

BUKET: harika birsey. devam etmenizi dilerim. bir dil bir insan derler ya.. italyanca cok hos bir dil hemde.